CUMHURİYETE VE MİLLİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKALIM
Tarih: 28.10.2012 22:00:00| Okunma Sayısı: 2452

BARO BAŞKANIMIZ AV. RIDVAN ERDOĞAN'IN CUMHURİYET BAYRAMI MESAJI
"CUMHURİYETE VE MİLLİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKALIM"
 
 
         29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 89. yıldönümünü kutlamanın sevinci ve mutluluğu içindeyiz. Tarihimizin dönüm noktalarından olan 29 Ekim 1923, imparatorluktan milli devlete, saltanattan cumhuriyete geçişi ifade etmektedir. Cumhuriyetle birlikte, fert ve zümre egemenliğini reddeden, millet egemenliğini esas alan yeni Türk Devleti dünyaya ilan edilmiştir. Bugün Avrupa’da pek çok ülke de hala kralların ve prenslerin bulunduğu düşünülecek olursa, 1923 şartlarında saltanatın kaldırılabilmiş olmasının önemi daha iyi anlaşılır.
 
        89.yılını idrak ettiğimiz Cumhuriyet döneminde, milletimizin maddi ve manevi kalkınması yönünde çok önemli adımlar atılmış, sanayi ve tarım alanındaki gelişmenin yanı sıra eğitim, sağlık, ulaşım ve bayındırlık alanında daönemli ilerlemeler sağlanmıştır. Milli kültürümüzün araştırılması, geliştirilmesi üzerinde önemle durulmuş, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu oluşturularak dil ve tarih alanında yayınlanan çok önemli eserlerle milli kültürün gelişmesinde önemli mesafe alınmıştır. Türk Dili, Türk Edebiyatı, Türk Musikisi ile ilgili önemli çalışmalar yapılmıştır. Din hizmetleri alanında, bizzat Atatürk’ün talimatıyla yazılan ve giderlerinin bir kısmı Atatürk tarafından karşılanan Elmalı’lı Hamdi Efendi’nin tefsiri ülkenin her yanına dağıtılmış, Kütübü Sidde içinde yer alan çok önemli hadis kitapları Atatürk’ün emriyle Türkçeye tercüme edilerek milletimize sunulmuştur. Bu çalışmalarla maddi ve manevi gelişmenin yanında ülke toprakları üzerinde kültür birliğinin sağlanması hedefi gözetilmiştir. Atatürk’ün talimatıyla kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı ülke genelinde teşkilatlanıp, en ücra köşelere ulaşarak yüzyıllardır ihmal edilen din hizmetlerini halkımıza götürmüş, ortak bir kültür oluşturulması yönünde önemli katkılar sağlamıştır.
 
        Cumhuriyetin ilanıyla ülke içinde kültür birliği hedeflenirken, dış politikada da tam bağımsızlık ilkesiyle hareket edilmiştir. Ancak gelişen süreçte 2.Dünya Savaşı sonrası konjoktürde “Tam bağımsızlık” ilkesini zedeleyen çeşitli adımlar atılmış, 1963’te AET ile imzalananAnkara Antlaşması ve 1987’de yapılan tam üyelik başvurusu ile siyasi bir proje olan Avrupa Birliği’ne tam üye olma sürecine girilmiştir.Bu süreç Türkiye’nin egemenlik haklarını AB organlarına devretmesini de beraberinde getirecektir. Bunun kabulü mümkün değildir. AB üyeliği, siyasi bakımdan Türk Devleti’nin tarih sahnesinden çekilmesi ve Birleşik Avrupa’nın vilayeti konumuna gelmesi anlamını içerdiği gibi, 5000 yıllık Türk Kültürü’nün ve 1500 yıllık İslam Medeniyeti’nin Grek- Roma Hristiyan kültürüne karşı yenilgiye uğradığının kabul edilmesi anlamına da gelmektedir. Milletimizin evlatları böyle bir yenilgiyi asla kabul etmeyeceklerdir.
 
        Cumhuriyet’in 89. yılını kutladığımız bugünkü süreçte, “Milli Devlet” ilkesinden uzaklaşılması, milli kültürün ve manevi değerlerin dejenere edilmesi, ülke içinde çok dilli ve çok kültürlü yapı oluşturma gayretleriyle milletimizin birliğine yönelik saldırılar had safhaya çıkmıştır.Ülkeyi yönetenlerin bu kötü gidişe dur demek için acilen harekete geçmeleri, çok dilli, çok kültürlü yapının eninde sonunda ülkeyi bölmeye götüreceği gerçeğinin idrak edilmesi gerekmektedir. Bu çerçevede Kürt açılımı, Alevi açılımı, Roman açılımı vs. isimlerle zikredilen projelerden vazgeçildiğinin devletin en yüksek katından ilan edilmesinde zorunluluk vardır.
 
        Yine haçlı taşeronu bölücü örgüte karşı en etkili tedbirlerin alınması,hain örgütü himaye eden Merkezi Irak hükümeti ve Kuzey Irak Peşmerge Yönetimi üzerinde caydırıcı adımların atılması,askeri tedbirlere başvurma seçeneğinin ciddi biçimde ele alınması, Kuzey Irak’a yönelecek kara operasyonlarında Peşmerge yönetiminin başkenti Erbil’in de mutlak surette hedefler arasına dahil edilmesi, hain örgütü destekleyen ülkelere karşı ağır yaptırımların uygulanması gerekmektedir.
 
        Karabük Barosu bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da “Milli Devlet” ve “Tam Bağımsızlık” ilkelerinden taviz vermeden, küresel emperyalizme karşı mücadelesini sürdürecek, her türlü fert ve zümre egemenliğini reddeden anlayış içinde, “HAKİMİYET KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR” sözünde anlamını bulan millet egemenliğinin gerçekleşmesi yönünde kararlılığını koruyacaktır.
 
        İnsan hak ve hürriyetlerinin korunması ve geliştirilmesi , hukukun üstünlüğü ilkesiyle hukuk devletinin hayata geçirilmesi için verilen mücadelesürecektir.Kültür emperyalizmiyle de kararlılıkla mücadele eden Karabük Barosu, kültür istilasına karşı koyamayan milletlerin, egemen kültürler içinde eriyerek zaman içinde milli varlıklarını ve siyasi bağımsızlıklarını da kaybedecekleri gerçeğinin bilinci içinde, ülkemize yönelen kültürel istila vemisyonerlik faaliyetlerine de karşı çıkarak, milli kültür değerlerimizin araştırılması, korunması ve geliştirilmesi yönünde katkı vermeye devam edecektir.
 
        Bu duygu ve düşüncelerle meslek camiamızın, Karabük halkının ve milletimizin Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyor, Cumhuriyet’imizin kurucusu Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve arkadaşlarını şükranla, rahmetle anıyoruz. 29.10.2012

                                                                                 KARABÜK BAROSU BAŞKANI
                                                                                       AV. RIDVAN ERDOĞAN

18.04.2024
AV. EMRAH KÖKLÜ
BARO BAŞKANI

BARO LEVHASI


© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.